Kağanım’a doyamadım.
İlime, devletime doyamadım.
Ulusuma doyamadım.
Güneşten, aydan, oğullarımdan, kızımdan, ecemden, kandaşlarımdan ayrıldım.
Ecem, oğullarım, kızım…
Ne acı, sizlerden ayrıldım.
Kandaşlarım bir araya geldiler.
Yüz güçlü er seçtiler.
Kutlu dağdan bu taşı belirlediler.
Altı geniş, üstü dar, ok gibi sivri…
Tam elli öküz ile taşıyıp Elegeş Irmağı’nın kıyısına getirdiler.
Benim için dikiverdiler.
Ne acı, bizim olan Gök’ün altında yaşadığım yurdumdan ayrıldım.
Acundan, yerden ayrıldım.
Otuz dokuz yaşındaydım.
Gök aldı beni…
Oğuşumdan, kapımdan, uyamdan ayrıldım.
Ey budunum.
Çalışın!
İli, töreyi, birliği koruyun.
Uçmaklığım Pars yılında oldu.
Şimdi ait olduğum yere, Gök’e uçtum.
Kut sizinle olsun
Beni, destanımı unutmayın!