Begavi Tefsiri (8 Cilt)

 224,90

Kategorien: , ,

Gewicht 8, 20 kg
Barkod / ISBN 9786055104801
Sprache Türkçe
Produktart Bücher
Verlag Polen Yayınları
Autor El-Begavi

TAHKİK EDENLERİN ÖNSÖZÜ

Hamd yalnızca Allah’a aittir. O’na hamd ederiz, O’ndan yardım, hidâyet ve af dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve kötü amellerimizden Allah’a sığınırız. Allah kimi hidâyete erdirirse onu saptıracak yoktur. Kimi de saptırırsa onu hidâyete iletecek yoktur.

Şehadet ederiz ki Allah’tan başka ilâh yoktur, O’nun hiçbir ortağı yoktur. Yine şehadet ederiz ki Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) O’nun kulu ve Rasûlüdür.

Allah’ın kitabıyla yaşamak, Allah’ın kendisine nimet verdiği kimselerin ulaştığı bir durumdur. Bu yüce kitabı kendisine önder edinen kişi ne mutlu­dur! Müslüman, onun âyetlerini okuyup düşünür ve böylece hidâyete ulaşır. Bu şekilde yaşayan kişi mutlu bir kişi, böyle fertlerden oluşan bir toplum da elbette mutlu bir toplum olacaktır. Buna mukabil kendisini bu hidâyetten mahrum kılan, hayatını sağa sola savrularak rastgele yaşayan, ömrünü boşa harcayıp hem dünyasını, hem de ahiretini kaybeden kişi de ne mutsuz kişi­dir!

“De ki: “Amel bakımından en çok zarara uğrayan, iyi şeyler yaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çabaları boşa giden kimseleri size haber verelim mi? İşte onlar Rabblerinin âyetlerini ve ona kavuşmayı inkâr eden ve bu yüzden amelleri boşa gidenlerdir. Artık kıyamet günü onlar için bir tartı tutmayız.” el Kehf’: 103-106

Bu yüce kitapla geçirilen her vakit berekettir, zira insan Rabbinin sözleri ile vaktini geçirmektedir. Onunla vaktini geçiren mü’min Rabbiyle konuş­tuğunu fark edip derecesinin yükseldiğini, ilâhi gözetimin kendisini kuşatıp saadet ve kurtuluşa doğru götürdüğünü hisseder. Yine o, bu kitabı indirenin onunla, hem ilk nesli, hem de sonraki nesillerden onu en güzel şekilde hayatlarına aktaranları nasıl bir konuma yücelttiğini fark eder. Böylece Kur’ânın, kişiler ve toplumlar üzerindeki derin etkisini hisseder. Onu kimlerden miras aldığını ve aldıktan sonra üzerine düşenin ne olduğunu anlayınca bu kitabın sırları üzerinde durur. Zira bu kitap fertlerin ve toplumların yapılarını yeniden şekillendirmiş, onlardan yepyeni, örnek olacak seçkin topluluklar oluştur­muştur.

Allah’ın kitabıyla yaşayan kimse, Arap toplumları arasında fasih Arap­ça yerine halk dilinin kullanılmasını isteyenlerin bu girişimlerinin ne boyutta bir tehlike arz ettiğini fark eder. Zira onların gramer kurallarının zorluklarını öne sürerek ortaya attıkları bu talep, ümmetin Allah’ın kitabıyla olan bağını kopararak onu hidâyet kaynağından uzaklaştıracak ve yolunu kaybetmesine sebep olacak bir girişimdir.
Ancak Allah azze ve celle kitabını koruyacağını bizlere va’detmektedir:

“Şüphesiz o Zikr’i (Kur’an’ı) biz indirdik, onun koruyucusu da elbette biziz. “el Hicr:9

“Onu (vahyi) almak için dilini acele hareket ettirme (onu tekrar etmek­te acele etme). Şüphesiz onun toplanması (senin kalbine yerleştirilmesi) ve okunması bize aittir. O halde, biz okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et. Sonra şüphesiz onu açıklamak da bize aittir. El-kıyame 16-19

Evet, bu kitabı ortadan kaldırmaya yönelik tüm çabalar başarısız kalmış­tır ve başarısız olmaya da devam edecektir. O ezberlenmiş olarak kalplerde, yazılı olarak da satırlarda korunmuştur. Ve Allah’u Teâlâ bu ümmete, kitabını anlamasına yardımcı olması için onun açıklamasını Rasûlullah’tan (sallallâhu aleyhi ve sellem) aktaracak kimseler bahşetmiştir.

İmam Beğavi, Mealimu’t-Tenzil adlı bu tefsiriyle Allah’ın kitabına en ha­yırlı hizmetleri sunan kimseler arasına girmiştir. Sonraki bölümde imamın tefsirdeki metodundan bahsederken açıklayacağımız gibi, âyetlerin tefsirini yaparken rivâyetlere dayanmıştır.
Eski taş baskısından ve İbn Kesir’in tefsiriyle el-Hâzinin4 tefsirinin hâşiyelerinde basılmasından sonra, kendisinden daha fazla faydalanılması amacıyla müstakil bir eser olarak tahkik edilmiş şekliyle eserin yayınlanma­sını arzu ettik. Araştırmalarımız sonucunda, el-Haremu’l-Mekkî kütüphane­sinde el yazması nüshasını bulduk ve kopyasını aldık. Sonra değerli hocamız Abdulkadir el-Arnaut’tan (Allah onun ilmini bereketlendirsin) el-Mektebetu’z-Zahiriyye’de bulunan el yazması nüshanın bir kopyasını göndermesini rica ettik. O da bizi kırmayarak isteğimizi yerine getirdi ve bu işe girişmemiz ko­nusunda bizi teşvik etti. Biz de müslümanların bu esere olan ihtiyaçlarını ve âlimlerin bu esere ve müellifine yaptıkları övgüleri bildiğimiz için yaptığımız işin öneminin farkında olarak işe başladık. Bir merhale katettikten sonra iki değerli kardeşimizin bu kitabın tahkikini yaptıklarını ve eserin basım yolunda olduğunu işittik. Biz de enerji ve zaman israfına gerek yok diyerek çalışmamı­zı durdurduk. Tâ ki eser dört cilt halinde elimize ulaşıncaya kadar. Çalışmayı incelediğimizde bir hayli şaşırdık. Zira kitap olması gereken gibi hazırlanma­mıştı. Matbu bir nüsha esas alınmıştı ve içerisinde hatalar vardı. Hadisler Beğavî’nin senetleriyle verdiği çok azı hariç tahric edilmemişti. Ayrıca yazım hataları, el yazması nüshaya göre eksikler ve fazlalıklar bulunmaktaydı.

Kitabın bazı bölümlerini ilim ehli kimselerle birlikte inceledikten sonra onlarla birlikte, daha önceden başlamış olduğumuz çalışmayı tamamlamaya karar verdik. Yüce kitabına hizmet konusunda Allah’tan yardım ve başarı dileyerek çalışmaya başladık.

Bu çalışma esnasında yönlendirmeleriyle bize yardımda bulunan değerli hocamız Dr. Muhammed Edip Salih’e teşekkürü bir borç biliriz. Allah ondan razı olsun ve ümmete onun gibi faydalı insanlar bağışlasın. Ayrıca eserin el-Mektebetu’z-Zahiriyye’de bulunan el yazması nüshasını elde etmemize yardımcı olan değerli hocamız Abdulkadir Arnaut’a, çalışmayla ilgili görüş­lerini ve değerlendirmelerini esirgemeyen kardeşimiz Dr. Musfir Gurmallah ed-Demimi’ye, kontrol ve gözden geçirme işlemlerinde bizimle uzunca vakit harcayan kardeşimiz mühendis Muhammed Yasir Safer el-Halebi’ye teşek­kürlerimizi sunuyoruz.

Son olarak da eseri bu yeni şekliyle yayınlayan Daru Taybe’nin sahibi değerli kardeşimiz Abdulaziz İbn Nasır el-Culeyyil’e teşekkür ediyoruz.

Allah, nebimize, onun âline ve ashabına salât ve selam etsin.