Öncelikle osmanlıca öğrenme ihtiyacı veya merakı olanların ihtiyacına cevap vermek için kelimelerin osmanlıca yazılışları olan bir sözlük gerekiyordu. İkincisi, Türk dünyasında alfabe birliği yok. Hâlâ bizim “eski yazı” dediğimiz harfleri kullanan Türk toplulukları var. Komşumuz Irak’da, Suriye’de, İran’da milyonlarca türkçe konuşan Türkler, Türkmenler, Afganistan’daki Türk toplulukları ve nihayet Çin istilasına maruz kalmış Uygur bölgesinin Türk toplulukları. Bu sözlüğün bunlar için de bir müracaat kitabı olacağı tahmin edilebilir..
Latin harfli “osmanlıca” sözlüklerde arapça ve farsça kelimelerin eski harfli yazılışları var. Bunlarda türkçe kelimelere yer verilmiyor. Son yıllarda umumî sözlük olarak arapça farsça kelimelerin yazılışlarına yer verilen sözlükler yayınlandı. Arapça ve farsça kelimelerde imlâ meselesi yok, asıl türkçe veya türkçeye batı dillerinden geçen kelimelerin yazılışları sıkıntılı. Bu Sözlük’te, sadece arapça ve farsça kelimelerin değil, türkçe, yabancı dillerden türkçeye geçen kelimeler ve yeni türetilen veya uydurulan kelimelerin de osmanlıca yazılışları var. Dilimizde kullanılan her türlü kelimenin osmanlıcasına bu sözlükte ulaşmak mümkün olabiliyor.
Bu baskı seçilmiş örnek cümleler bakımından da zenginleştirildi. Kelimelerin anlamlandırmasında şahit tutulan şair ve yazarların sayısı bin yüz otuz beşe (1135) ulaştı. Edebiyat tarihimize mal olmuş şair ve yazarlardan seçilen mısralar, beyitler, cümleler, türkü veya şarkı gibi anonim metinlerden alınan örneklerle benzersiz bir güldeste ortaya çıktı. Yusuf Has Hacib’den, Hoca Ahmed Yesevî’den günümüze kadar edebiyat ve fikir silsilemiz Sözlük’te görünürleşiyor.