“İnsanların (bizzât) ellerinin (kendilerinin) kazanmış ol-duğu (kötü) şeyler(in uğursuzluğu) sebebiyle karada ve de-nizde fesat (ve bozgunlar) belirmiştir.
Tâ ki O (Allâh-u Te‘âlâ), (kulların) yapmış oldukları (kötü) şeylerin (tümünün cezâsım âhirette vermeden önce) bir kısmmı(n vebâlini dünyâda) onlara tattırsın diye. (Böylece) ola ki onlar (günahlardan) dönerler.” (er-Rûm SûresiAl)
Abdullâh ibni Ömer (Radıyallâhu Te‘âlâ AnhümâjduTi rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallellâhu Te ‘âlâ Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Bir milletin içerisinde fuhuş (zinâ) ortaya çıkıp, nihâyet o millet onu alenî olarak işlediğinde, mutlaka içlerinde tâûn (vebâ) hastalığı ve onların geçmişlerinde vukû bulmamış (gö-rülmemiş) ağrılar (hastalıklar) yayılır.”
(İbnü Mâce, es-Sünen, el-Fiten:22, rakam:4019, 2/1332; el-Hâkim, el- Müstedrek, rakam:8623, 4/583; Ebû Nu‘aym, Hılyetü’l-evliyâ, 8/333; el- Beyhakî, Şu’abü’l-îmân, rakam:3315, 3/197; İbnü ‘Asâkir, Târîhu Medîneti Dimeşk, 35/260; es-Süyûtî, Câmi’u’l-ehâdîs, rakam:26326, 23/416; ‘Alî el- Müttakî el-Hindî, Kenzü 7- ‘ummâl, rakam:44010, 16/80)
İmâm-ı Şâfi‘î’nin en büyük talebesi ve yakını İmâm-ı Müzem (Rahimehumellâh) şöyle demiştir:
“Bir kitap yetmiş kere gözden geçirilse de mudakâ orda bâr hatâ bulunur. Çünkü Allâh-u Te‘âlâ Kendi Kitabı dışında bir kitabın hatâsız olmamasına karar vermiştir.”