“(Habîbim! Bütün ümmetine): ‘Ben buna mukabil (size İslâm’ı öğretmem karşılığında) sizden hiçbir menfaat istemiyorum, lâkin o (Alî, Fâtıme ve onların çocukları gibi) yakınlar(ım) hakkında sevgi müstesnâ.
(Zîrâ onları sevmenizi sizden bekliyorum ve zâten sizin üzerinizdeki haklarımdan dolayı bunu hak ediyorum.)’ de.
Artık her kim (Benim Habîbim’in Ehl-i Beyti’ni sevmek gibi) güzel bir amel kazanırsa, onun hakkında Biz kendisine (sevap katlaması yaparak) bir güzellik artırırız.
Şüphesiz ki Allâh, (kullarının günahlarını çokça örten bir) Ğafûr’dur, (en ufak bir ameli dahî bolca mükâfatlandıran bir) Şekûr’dur.”
İmâm-ı Şâfi‘î’nin en büyük talebesi ve yakını İmâm-ı Müzenî (Rahimehumellâh) şöyle demiştir: “Bir kitap yetmiş kere gözden geçirilse de mutlaka onda bir hatâ bulunur. Çünkü Allâh-u Te‘âlâ Kendi Kitabı dışında hiçbir kitabın hatâsız olmamasına karar vermiştir.” (el-Hatîb, Mûzıhu evhâmi’l-cem‘ı ve’t-tefrîk, 1/14)
Ey kari-i kerîm (kıymetli okuyucu)!
“Bir ayıp görürsen (aleyhime konuşacağına) o (hatâyı düzelterek) boşluğu kapat, ne kadar yüce ve üstündür kendisinde ayıp bulunmayan O Zât!”
(el-Haskefî, ed-Dürru’l-muhtâr, 6/812)