Bazen içinde iki ayrı ses duyuyorsun. Zihnine dolan düşünceler seni kararsız bırakıyor. Bazen kendini çift kişilikliymiş gibi hissediyorsun. Biri kötüyü emrediyor, diğeri ise rahmani konuşuyor. Rahmani konuşan çok hafif fısıltı verip hemen kayboluyor ama şeytani olan hiç susmuyor, seni yoruyor. İşte o ses nedir biliyor musun? O senin nefsinin sesidir. Onu eğitirsen Evliya olur, şayet onu boş bırakırsan Eşkıya olur, bütün enerjini alır ve hayatı çekilmez hale getirir.
İçinde böylesine bir savaş varken
Sen Evliya mı olmayı seçeceksin yoksa Eşkıya mı?
Niçin ilişkilerle (kalbimizle) imtihan oluyoruz?
Âşık olarak evlendiğin insanla gün gelir boşanmak için adaklar adarsın. “Seni çok seviyorum, sensiz yapamam…” dediklerine gün gelip “Yüzünü görmek, adını bile duymak istemiyorum!” diye haykırırsın. Bu hep böyle olmuştur, neden? Çünkü sen Allah’tan yanlış bir dille istiyorsun!
O halde doğru dilden istemelisin. Sen nefsinin kışkırtmasıyla dua ediyorsun. Ancak doğru bir dille istersen sana verilen şey bereketli, mübarek ve uğurlu olur.
Bakara Suresi 165. ayette Allah buyuruyor:
İnsanlardan bazıları da Allah’tan başka şeyleri O’na eş tutuyorlar ve onları, Allah’ı sever gibi seviyorlar.
İnsanlar dengesizce seviyorlar! Kalplerinin dış bahçesinde olması gereken kul sevgisini, kalbin en özel yerine, batini yani kalbin saray kısmına yerleştiriyorlar. Oysa kalbin iç kısmında Allah tecelli etmiş!
Bu yüzden Allah seni o insanlarla imtihan ediyor. Aldatılıyor yahut da yarı yolda bırakılıyorsun…