Geçmişindeki mutsuzlukların gelecekteki mutluluğunu elinden almasına izin verme…
Günümüz İngiltere’sinde, Oxford’da tarih öğrencesi olan Kendra Van Zant, hayatının fırsatını yakalamıştır. İkinci Dünya Savaşı’nda Londra’yı yerle bir eden, tarihlere Büyük Baskın olarak geçen ağır bombardımandan kurtulan bir hanımefendiyle röportaj yapacaktır. Isabel MacFarland hikâyesini anlatmaya karar verir. Yıllarca kalbinde sakladığı sır dolu hikâyesini…
1940, Londra, İngiltere… Savaşın Londra’nın kapısına dayandığı günlerde binlerce çocuk ailelerinden alınarak kırsal bölgede yaşayan gönüllü ailelerin yanlarına yerleştirilir. On beş yaşındaki Emmy Downtree ve küçük kız kardeşi Julia da Cotswolds’da bir kır evinin kanatlarının altına sığınırlar. Emmy kardeşinin sorumluluğunu alsa da onun tek bir hayali vardır. Şehre dönmek ve çizimlerini severek yaptığı gelinliklerini gerçeğe dökerek bir moda tasarımcısı olmak. Ancak bu tutkusu, durmadan çalan siren sesleri ve kopartılan hayatlarla maalesef kâbusu olacaktır…
Kadife Çiçekleri Düşerken kitabının yazarı Susan Meissner, yine tarihin önemli olaylarından biriyle karşımızda…
Kırmızı Şemsiyeli Kız, hayallerimiz uğruna neleri feda ettiğimizi, olayların bazen biz ne kadar çabalarsak çabalayalım olması gerektiği gibi gerçekleştiğini gösteren bir eser.
“Muhteşem bir şekilde kaleme alınmış karakterler, yerler ve olaylar… Yeniden ayağa kalkmanın ve kurtarılmanın konusu okuyucuların soluğunu kesecek.”