İslam dininin ana kaynağı olan Kur’an-ı Kerîm’in ortaya koyduğu maddi ve manevi hayat düsturlarının, ilahi murada uygun bir biçimde yerine getirilebilmesi, her şeyden önce onun doğru anlaşılmasına bağlıdır. Bu nedenledir ki, Kur’an’ın inmeye başladığı ilk günden itibaren bu husus, Müslümanlar için birinci derecede öncelikli konu olmuştur. Zira Kur’an, gerek bazı ayetlerindeki meydan okumalarından gerekse de nüzul döneminde Arap dilinde otorite kabul edilen bazı Kureyşli müşriklerin itiraflarından da anlaşılacağı üzere, hem üslup hem de içerik bakımından o güne kadar alışılmış olandan tamamen farklı bir yapıda inmiştir.
Çalışmamızın konusu olan ünlü tasavvuf âlimi Abdulkerîm el-Kuşeyrî’ye ait “Letâifu’l-İşârât” adlı eser de tasavvufî tefsir çalışmalarının en önemli klasik örneklerinden biridir. Bu realiteden hareketle, Türkçe İslamî literatüre katkıda bulunmak, yanı sıra genelde tasavvuf ve tefsir alanlarına ilgi duyan okuyucu kitlesinin, özelde de tefsir alanında akademik çalışmalar yapan araştırmacıların istifadesine sunmak üzere, eseri Arapça aslından Türkçeye çevirmeye karar verdik.
Ayrıca bu eserde müellif, tefsir, fıkıh, kelam ve edebiyat alanlarındaki geniş ilmî birikimini kullanarak tasavvufî kavramları ve ilham ya da sezgi merkezli işârî yorumları, önce tefsirini yapmakta olduğu ayetle, ardından varsa konuya uygun başka bir iki ayet veya hadisle, sonra da uygun bir şiirle temellendirmektedir. Öte yandan istihraçta bulunduğu tasavvufî kavramlar ve işârî yorumların gerek akait gerekse de fıkıh prensipleri açısından, Ehl-i Sünnet çizgisine uygun olmasına özen göstermektedir. Bu sayede müellif, kendisinden önceki ve sonraki işârî tefsirlerin tenkide maruz kalan aşırılıklarından başarıyla korunabilmekte, onların düştüğü hatalara düşmemekte ve yorumlarını, değişik tabirlerle de olsa nefis tezkiyesi ve Allah’a kavuşup O’nu görmede yoğunlaştırmaktadır.”