Nâmütenâhî (sonu olmayan) hamd-ü senâlar:
﴾ ْۚمُيـك۪يْحُا يَمِ لْمُاكَعَا دَذِ اِولُسَّلرِلَ وِِّٰوا لُيب۪جَتْوا اسُنَمٰ اَين۪ذَّا الَهُّيَا آَي ﴿
“Ey îmân etmiş olan kimseler! Allâh’a ve sizi (madden ve mânen) diriltecek olan (güzel) şeylere sizi çağırdığında o Rasûl’e (güzelce boyun eğip, bu çağrıyı teslimiyetle karşılayarak) tam mânâsıyla icâbet edin.” (el-Enfâl Sûresi:24) buyuran Allâh-u Te‘âlâ’ya mahsustur.
Bîhad (hadsiz ve hudutsuz) salât-ü selâmlar Mikdâm ibni Ma‘dî Keribe (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîflerinde:
ِّٰ اللُــولُسَ رَالَ: قَالَ قُهْنَى عٰالَعَ تُّٰ اللَيِضَ رَبِرَي ك۪دْعَ مِنْ بِامَدْقِمْ الِنَع ».ُهَعَ مُهَلْثِمَ وَابَتِكْ الُيت۪وتُي أّ۪نِ إَلاَ: «أَمَّلَسَ وِهْيَلَى عٰالَعَ تُّٰى اللَّلَص
“Dikkat edin! Gerçekten bana Kur’ân verildi. Onunla birlikte bir misli de (sünnet / hadîsler) verildi.” (Ebû Dâvûd, es-Sü- nen, Sünnet:6, rakam:4604, 2/610; Ahmed ibnü Hanbel, el-Müsned, rakam:17174, 6/91; Tirmizî, es-Sünen, el-‘Ilm:10, rakam:2664, 5/38; İbnü Mâ- ce, es-Sünen, Mukaddime:2, rakam:12, 1/6) buyuran Rasûlüllâh (Sallâl- lâhu Aleyhi ve Sellem)in, Ehl-i Beyt’inin ve ashâb-ı güzîninin üze- rine olsun. Âmîn! Yâ Mu‘în!