Necip Fazıl Kısakürek
BÜYÜK DOĞU YAYINLARI
Kaydettiğimiz gibi, cemiyete yüzde yüz denkleşme ve emek vahitleri arasında tesviyelenme imkânsızlığı, sanılmamalıdır ki; sımsıkı korunması, körüklenmesi ve geliştirilmesi lâzım bir hal, bir prensiptir. Tamamiyle aksi!.. Bu hal, hikmet icabı, bir zaruretin ifadesi; bu zaruret de, imkân nispetinde giderilmesi için ebedî bir mücadele mevzuu… Hayatı fışkırtan saik de, işte bu mücadeleye hız verici zıt kaynaklar… Nasıl saf bir sanat telâkkisi, bulmayı değil, sonsuz bir aramayı hedef tutarsa, cemiyet de tezatlarını kapatmaya doğru ebedî bir gidişi, varmanın aslâ mümkün olamayacağı şuuru içinde gaye edinmek borcudur.
Yine dokunduğumuz gibi belli başlı bir sınır içinde ıstırap, mefkûrevî huzurun geçidi olarak bir nimettir; ve hissi iptal edilmiş uzuvdaki ağrısızlık gibi, ıstırapsızlığın ıstırabından büyük acı yoktur.
(Kitap'tan sf:12)