Mesela suyu örnek alalım kendimize. Nasıl da yolunu buluyor değil mi? Bazen kendini debiye, bazen bir kaya parçasında kırılmaya, bazen rüzgâra, bazen de durgunluğa teslim ediyor. Peki su akarken nerede son bulacağını biliyor mu? Bazısı bir ırmağa karışıyor, bazısı toprağa can veriyor, bazısı da başka bir canlıya hayatta kalması için olanak sağlıyor ama su her haliyle akıp doğanın dengesine hizmet ediyor. Bizler de kendi doğamızla barışmalı, kendi kazanımlarımıza sarılmalıyız. Dans etmeliyiz ilk hangi ayağımızı atacağımızı düşünmeden, şarkılar söylemeliyiz nota bilmeden ve varoluşumuzu şenlendirmeliyiz. Akışta olmak kabullenmekle başlar ve sevgiye dönüşür. Kendini, çevreni, sosyal ortamını, aileni ve senin hayatını büsbütün oluşturan tüm yapıtaşlarını sevmelisin. Her şeye rağmen…
Murat Tavlı, kabullenmenin ve affetmenin gücünün, değişime fırsat vermenin değerinin, sakinliğin nasıl kıymetli olduğunun, kişinin yalnızlığının ve kendi kıymetini bilmesi gerektiğinin, gidebilmenin gücünün, beklentilerin bizi olumsuz etkilemesine izin vermememiz gerektiğinin, dengede olmanın öneminin, sevginin her türlü yarayı iyileştirebileceğinin ve her zaman bir umudun olduğunun altını çiziyor. Kişisel gelişim yolculuğunda demlenmeye hazır mısınız?