Can Veren Pervaneler 1
Divan Edebiyatı, geçmiş kültürümüzün eşsiz ve engin hazinelerinden biridir.
Divan edebiyatını anlarsak kültürümüzü, neler kaybettiğimizi ve neleri kazanabileceğimizi çok daha iyi anlarız. İşte bu eser bu konuda tam bir rehber.
“Can Veren Pervaneler” unutulmaya yüz tutmuş muhteşem mirasımız Divan Edebiyatı’nı küllerinden yeniden doğurmaya namzet ve okuyan herkese can verecek bir eser…
Bir sebeple o kadar iltifat ettiği şair Bâkî’ye öfkelenen Kanuni merhum, şiir kudretini konuşturarak onu memleketine sürgün yönünde ferman ısdâr eder:
Tabii biri şairlerin sultanı biri de Osmanlı Sultanı fakat ikisi de gönüllerin sultanı olunca ortaya aşağıdaki şaheserler çıkmış:
“Baki bed / Azm-i bülend / Bursa’ya red / Nefy-i ebed”
[Bâkî kötü adam; yüksek kararım odur ki -memleketi olan- Bursa’ya gönderilsin, bir daha da gözüm görmesin.]
Bu müstesna edebiyat için yine kendi kaleminden netice-i kelâm:
“Geçmiş Zaman Olur Ki Hayali Cihan Değer.”
İşte “Can Veren Pervaneler”, işte Divan Edebiyatı…
Can Veren Pervaneler 2
Kim gidici değil ki…
Biz de gideceğiz ve buluştuğum zaman “sizi alkışladılar efendim” diyeceğim. Önce Nabi’ye, sonra Şeyh Galib’e ve dahi Baki’ye…
Evet onları sizler adına selamlayacağım. Gösterdiğiniz iltifatı bir postacı gibi taşıyacağım.
Yaptığımız iş eskilerin tabiri ile “nakilane asar, raviyane ahbar” olmaktır. Türkçeden Türkçeye çevirirsek eserleri nakletmek, haberleri rivayet etmek… Araya da girmemek şartıyla tabii…
Çerağ-ı meclisi pervane yane yane arar
Murad ü matlabı süziş değilse ya ne arar
Niye arıyor pervane? Yanmak istiyor da ondan. İstese serin serin gezer, kim karışabilir ona? Biraz etrafında dolanıyor, keyf ediyor, o onun eğlencesi, sonra atıyor kendini alevin kucağına.
Hukukçu, yazar, televizyon programcısı, sunucu Hayati İnanç, verdiği konferanslarda bir dantel gibi işlediği o yüksek edebiyat dünyamızın sırlarını “Gönülden Gönüllere Can Veren Pervaneler” kitabıyla vermeye devam ediyor. Tamamen resimli olarak hazırlanan kitap her biri bir gravür titizliğinde sanat eseri tablo ile süslendi. Uzun söze ne hacet, sizi sürprizlerle dolu sayfalarla baş başa bırakıyoruz.
Can Veren Pervaneler 3
Sevgili Peygamberimizin âşıkları, O’nun güzel ahlakını asırlar boyunca saf, temiz hislerle kaleme aldıkları; mana içinde mana yüklü beyitlerle, kıtalarla anlattılar. Eskiden olduğu gibi bugün de, yarın da bu aşk, bu muhabbet hiç bitmeyecek.
Edebiyatımızın ilk öncülerinden günümüze kadar gelmiş, geçmiş söz ustalarının eserlerinden seçilen çok hususi numuneler bu kitapta paylaşılarak; istikbâlimizin ümidi evlatlarımıza bu hususta destek olmak amaçlandı. Bu vesileyle, bu müstesna eserlerin sahipleri bir daha hürmetle yâd edileceklerdir.
Divan edebiyatımız, her yönden örnek alınacak mükemmel eserler hazinesidir. Bu paha biçilmez hazineden seçilen eşsiz mısraların orijinallerinin ve aslına en yakın ifadelerle kısa izahatlarının zevkle okunarak en güzel şekilde öğrenilmesi, böylece bu sanat dalımızın yaşatılması en büyük arzumuzdur.
Hukukçu, yazar, televizyon programcısı ve sunucu Hayati İnanç, yaptığı programlar ve verdiği konferanslarda bir dantel gibi işlediği o yüksek edebiyat dünyamızın sırlarını “Bu Sevdadan Usanmazım – Can Veren Pervaneler 3” kitabıyla vermeye devam ediyor.
Can Veren Pervaneler 4
İçinde bulunduğumuz modern çağda öyle bunaldık, modern kültür adıyla savrulduğumuz kültürsüzlük içinde öyle daraldık ki âsûde zaman ve mekânlardan bir teselli arar olduk. Hayhuy içinde hayatın manasını da lezzetini de yitirip yarış atı gibi sadece koşuyoruz.
Edebiyatımızın gelmiş, geçmiş söz ustalarının eserlerinden seçilen eşsiz mısraların orijinallerinin ve aslına en yakın ifadelerle manalarının zevkle okunarak en güzel şekilde öğrenilmesi, onların “aşk” deyince, “maşuk” deyince neyi kastettiklerinin anlaşılması en büyük arzumuzdur. Birer mütefekkir olan şairlerimizin mısralarından günümüze şifa damlaları sunmaya çalıştık. Azdan çoğa işaret var. Birkaç yüreğe merak düşürebilirsek bu kitap maksadına ulaşmış olacak.
Hukukçu, yazar, televizyon programcısı ve sunucu Hayati İnanç, yaptığı programlar ve verdiği konferanslarda bir dantel gibi işlediği o yüksek edebiyat dünyamızın sırlarını “İşte geldik gidiyoruz – Can Veren Pervaneler 4” kitabıyla vermeye devam ediyor.
Can Veren Pervaneler 5
Bir iyilik yapınca, hiç merak etme karşına çıkar. Kötülük yaparsan da bulursun tabii.
Bil ki ektiğini biçeceksin.
Şu kadar var ki kötülüklerinin karşılığı bire bir gelir de iyiliklerine en az on kat karşılık bulursun.
Tüccar akıllı olmalı. Doğru yoldan sakın ayrılma; hazlara aldanma. Bize bazı şeyler lezzetli gelir ya hepsinin bir sebebi ve hikmeti vardır. O lezzete takılıp da bala düşen sinek gibi olma.
Hukukçu, yazar, televizyon programcısı ve sunucu Hayati İnanç, “Yarin Bize Bir Selamı Yok Mu? – Can Veren Pervaneler 5” kitabıyla gönüllere seslenmeye devam ediyor.
Can Veren Pervaneler 6
Aşkın anayasası madde bir: Ayrılık!
Aşkta kavuşmak olmaz. Aşk dediğiniz şey kavuşmayı katiyen kabul
etmez.
Aşığın içi titrer, ağlar sızlar kavuşmak için.
Ama o, kavuşmanın yakınından dahi geçecek olsa, kavuşsa, kavuştuğunda yanacağını bildiğinden, kavuşulmasa derdindedir.
Ağlaması şart! Fakat ağlamanın da bir şartı var:
Ağlayacaksan, gözlerinden akan yaş bildiğimiz yaş olursa , saymam,
kabul etmem. Kan ağlaması icap eder aşığın.
Ve demelidir ki aşık;
Dünyanın tacının, tahtının saltanatının tamamını bana verseler ey
sevgili, senin köyünün çevresini terk edip de, o tacı başıma alıp,
bahtiyarlık taslamam.
Eğer aşkın kanunu yazılacaksa yeniden, zamanında yazmışlar işte!
Yeniden yazmaya ne hacet?
Amma mesele şu:
Aşk nedir?
Ve hangi aşk?
Can Veren Pervaneler 7
Klasik şiirimizden, şairlerimizden bahsederken, dostlarımız, sevdiklerimiz, sevenlerimiz, “Biraz kendinden bahset, nereden geldin, hangi yollarda gezdin, hangi merhalelerden geçtin, bu günlere nasıl geldin?” dediler.
“Efendim, yakışık almaz, bizde münasip bir vaziyet değildir “ben” demek. Bizden ancak “bende” olur.” dediysek de,
“Can Veren Pervaneler deyince akla Hayati İnanç geliyor. Hayati İnanç deyince de şiir, nasihat, güzel sözler ve gönül sultanları… Hayati İnanç’ın bu hamuru nasıl yoğrulmuş, kimler yoğurmuş, şekil vermiş, bunu yine, en iyi, en güzel Hayati İnanç anlatır, başkasına söz düşmez. Hayati İnanç’ı sevenlere; onun gibi olmak, okumak, anlamak, anlatmak isteyen gençlere bir rehber, bir yol haritası lâzım.” sözleriyle ortaya koydukları kuvvetli teze verecek bir cevabımız yoktu.
Yine de, kıymetli okuyucularımızın kıymetli vaktini işgal etmek, kronolojik bir biyografi kitabı okutmak niyetinde değiliz.
Bu defa, biraz dertleşmek, biraz tecrübelerden, hatıralardan bahsetmek istedik.
Biraz bu fani dünyanın her birimizin sırtına yüklediği hüzün küfelerinden, biraz ayaklarımıza vurduğu acıtan prangalardan söz ettik.
İçinden çıkılmaz gibi görünen belâların, musibetlerin çaresini anlattık.
Mutluluğa, huzura, selamete kavuşmanın; kelimelere, mısralara, beyitlere yansıyan formüllerini paylaştık.
Ve elbette şiirsiz, şairsiz olmaz deyip, sözlerin hasından, manaların zirvesinden bir demet arz ettik.
Şimdi aramızda olmayan, gönüllere ışık saçan, çok kıymetli bir büyüğüm, “Bizi arayan, kitaplarımızın satırlarının arasında bulur.” demişti.
Acizane, “hayati” meseleleri “inançla” anlatırken, her kelimeye, her cümleye özendik, “Söz Hayâtîdir!” dedik.
Sürç-i lisan ettiysek affola!
Hiç ayrılığın olmadığı yerde buluşmak ümidiyle…
Konferansları binlerce kişi tarafından takip edilen, videoları milyonlarca kişi tarafından izlenen, klasik şiirimizi her yaştan insanımıza hatırlatan, sevdiren, hukukçu, yazar, televizyon programcısı ve sunucu, divan şiiri üstâdı Hayati İnanç, Can Veren Pervaneler serisinin 7. kitabıyla, bir sohbet deryasında, okuruyla adeta baş başa bir yolculuğa çıkıyor.