Orhan Pamuk
İLETİŞİM YAYINLARI
İstanbul’da, Orhan Pamuk hem 22 yaşına kadarki kendi hayat hikâyesini, hem de kendi bildiği İstanbul şehrinin ilginç hikâyesini bir roman tadıyla birleştirerek okura sunuyor. Pamuk’un kendini “ben” olarak ilk hissedişinden, annesine, babasına, ailesine yönelen hikâye, bir hüzün ve mutluluk kaynağı olarak İstanbul sokaklarına açılıyor. Günümüzün büyük romancısının gözünden 1950’lerin İstanbul sokaklarını, parke taşı kaplı caddelerini, yanıp yıkılan ahşap konaklarını, eski bir kültürün yok oluşuyla, onun külleri ve yıkıntıları arasından bir yenisinin doğuşunun zorluklarını keşfederken Pamuk’un ruhsal dünyasının oluşumunu bir dedektif romanı okur gibi hızla izliyoruz… İstanbul’un siyah beyaz hüznünü araştıran bu benzersiz eserde, okurken elden bırakamadığımız ve dönüp dönüp yeniden okuyacağımız kitaplara has o ruh ve duygu birliği var.
“Sayın Orhan Pamuk, İstanbul’u Dostoyevski’nin St. Petersburg’u, Joyce’un Dublin’i ve Proust’un Paris’i gibi dünyanın her köşesinden okurların kendi hayatlarını yaşar gibi tanıyıp, bir ikinci hayat sürecekleri vazgeçilmez bir edebi şehir yaptınız!”
İSVEÇ AKADEMİSİ DAİMİ SEKRETERİ HORACE ENGDAHLS