Seyyid Muhammed Hakkı
DEMİR KİTABEVİ
Müellif Nakşibendi tarikatına sülûk ettiği ve bu vadide halifelik pâyesine eriştiği için, eserini daha çok tasavvuf havası içinde işlemiş ve bu suretle, suretten ziyâde mânâya, bedenden ziyâde ruha hitap etmiştir. Bunun içindir ki meşâyih-ı kirâmın görüşlerine geniş yer vermiş, onların nâil oldukları ilhamları nakletmiş, görüşlerini değerlendirmiştir.
Eserinde çeşni olsun diye bazen ibâdete kapı açmış, farz ve sünnetlerden bahsetmiş, ibâdetin ruhlar üzerindeki geniş te’sirini misallerle ifâde etmiş, esrar ve hikmetine atıflar yapmıştır. Bu arada daha çok Medine-i Münevvere’de kaldığı süre içinde İslâm âleminden oraya ziyâret için gelen birçok meşâyıh ve ulemâ ile tanışma imkânı elde etmiş, Kur’ân’ın esrarı hakkında, duâlarının te’sirleri konusunda geniş bilgi almış ve hemen her konuda görüştüğü yetkili zattan icâzet almayı ihmâl etmemiştir.
Celâl Yıldırım
İzmir
(ÖNSÖZ’den)