Son Adanın adsız anlatıcısı adını kendisinin koyduğu bu yeri son sığınak son insani köşe olarak niteliyor. Anlattığı nerdeyse bir ütopya Herkes elinden geldiği kadarını içinden geldiği kadarını yapıyordu. Ancak bu durum uzun sürmez Ülkenin darbeci başkanının emekliliğini huzur içinde geçirmek için adaya yerleşmesi bu cennet adada yaşayanların huzurunu kaçıracaktır.
Başkan Son Adayı her tür anarşiden kurtarmaya kararlıdır. Adanın halinden hoşnut toplumunu çoğunluğun oyları neyi işaret ediyorsa onu yaparak oluşturduğu kurullar eliyle yönetmeye adanın ağaçlıklı yolunu park ve bahçe geleneklerine göre düzenlenmiş bir hale getirerek başlar. Görünüşte her şey demokratik geleneklere uygundur.
Ütopya tam bir distopyaya dönüşürken başta martılar bu gidişe başkaldıranlar da vardır…
Livanelinin bu benzersiz yaratıcı romanında insan yapısı otoriteyle karşı karşıya… Yazar bizi dünyamız üzerinde yeniden düşünmeye çağırıyor. Mutlaka okunmalı.
Prof. Lenore Martin Harvard Üniversitesi
Romanı bitirdiğinizde bir yurdu yok eden kişilerin küçük bir adayı da kolaylıkla yok etmesinin doğal olduğunu anlıyorsunuz.