Spor salonunda birbirini hiç tanımayan, ayrı dünyaların insanı iki kadının çantaları karışırsa ne olur?
Kadınlardan ilki Nisha’nın göz kamaştırıcı bir yaşantısı vardı; lüks içinde yüzüyordu, ta ki kocası boşandığını ilan edip onunla tüm maddi manevi ilişkisini kesene kadar. Nisha kocasıyla mücadele etmek ve kendi ayaklarının üzerinde durmak istiyordu ama o gün ayağına giyeceği bir ayakkabısı bile kalmamıştı.
Diğer kadınımız Sam’in ise zor bir hayatı vardı ve yanlışlıkla başkasının çantasını aldığını fark ettiğinde her şey için çok geçti, geri dönemezdi; kendisini, ailesini ve işini kaybetmemek için koşmalıydı. Hayatında ilk kez yüksek topuklu bir ayakkabı giymesine rağmen, timsah derisi kırmızı Christian Louboutin’leri ayağına geçirdiği an, yıllardır yokluğunu hissettiği özgüveni geri geldi.
Jojo Moyes her romanında kadın ruhunu, zekâsını, ihtiyaçlarını daha derinden ele almayı başarıyor ve bunu öyle şefkatli bir mizahla yapıyor ki, kitabı bitince göğsünüze sıkı sıkı bastırmak istiyorsunuz.
İşte size, küçücük bir şeyin bile bütün hayatımızı iyi yönde değiştirebilecek kadar güçlü olduğunu ve ikinci şanslara inanmamız gerektiğini anlatan umut, aşk ve dostluk dolu bir hikâye.
“Çok az yazar sizi bir sayfada güldürüp diğerinde ağlatma gücüne sahiptir. Moyes onlardan biri.”
The New York Times
“Kadın arkadaşlığının gücü hakkında ilgi çekici, içten bir roman.”
Kirkus