Cemal’i sevmek, hüzünle dostluktan,
uzun hikâyeli aşk acısından geçenlerin işidir.
Cemal onu sevenlere, gözüyle değil, ruhu ile bakmayı öğretir.
Cemal’in trenleri vardı. Lokomotifler dolusu acı,
aşk ve keder yüklü trenleri oldu daima…
Huzur arayana huzur, aşk dili öğrenmek isteyene hoca, kederiyle başa çıkamayanlara omuz,
aşkını söyleyemeyenlere lügattı.
Huzurdu Cemal. Huzuru arayan huzurdu Cemalettin.
Aşkın içine hapseder pişman eder,
pişman olurdu ama yine de severdi kendince.
Cesedin içinde atan bir yüreği olmadı hiçbir zaman.
Yaşamak tanımın içinden çıkmadı hiç yaşantısı.
Dibine kadar keder, dibine kadar aşk sancısı…
Sonuna kadar aşktı.
Cemal Süreya, her aşkta yeniden doğardı.