Dünyanın geri kalanını bir kenara koyup gösterişsiz bir yaşamın hakiki lezzetini alabilmek zor bir meziyettir. Hele modern zamanlarda… “Nerede o eski komşuluklar?” diye iç geçirir; yan yana binalarda oturan insanların birbirlerinden kilometrelerce uzak olduğu bu yorucu zamanlardan sıyrılabilmek mümkün mü diye düşünürüz. İyi şeylerin çok geride kaldığına, her şeyin “umutsuzluk” etiketiyle ambalajlandığına inanırız çoğu zaman. İşte tam da bu zamanların aksinin mümkün olduğunu ispatlayan, musluğundan bardak bardak muhabbetin aktığı bir semaverin etrafında kümelendiğimiz, gerçek dostluğun lezzetini alabilmek için dünyayı gezmek zorunda olmadığımız bir yolculuğa davet ediyoruz sizi.
İrem Yaşar’ın çok sevilen kaleminden Eksik Bir Şey mi Var? ne kadar beklenmiş olursa olsun sonunda kavuşmak varsa geç kalınmış sayılmayacağının, eksikleri sevgiyle onarmanın nazenin bir kanıtı. Her şeye rağmen bu dertli dünya saksısında rengârenk çiçeklerin de açabileceği ihtimaline meftun olanların kitabı. Aynı sokağın iki ucunu paylaşmayı, her gün aynı kaldırımda karşılaşmayı hüzünlü hayatların tesellisi sayan güzel yürekleri insanların hikâyelerini okurken yüzünüzden tebessüm eksik olmayacak!
“Seni beklemek dünyanın en güzel bekleyişiydi. Hem insan bir şeyin sadece iyi yönlerini sevmez ki… Olumsuzluklarını da sever. Zorluklarını da sever. Kusurlarını da sever. Zaten kusurların ta kendisidir o sevgiyi güçlendiren şey.”