Hayatımın tam da en güzel zamanlarını yaşayacağım sırada, sevdiğim adamla mesleğim arasında sıkışıp kalmış çırpınıyordum. Benim için bu araf, zindandan başka bir şey değildi. İkisi de vazgeçemeyeceğim, sırtımı dönemeyeceğim şeylerdi.
Ben, Gölge’nin Güneş’i.
İlk defa Pala’nın Güneş’i olmak isterken kâbusları olmuştum. Onu hastane odasında yaralı hâlde bırakıp gittiğimde, aslında kalbimi de orada bıraktığımı biliyordum.
Şimdi ise sonumun meçhul olduğu bu yerde, onca düşmanın arasında tek düşündüğüm, olur da geri dönebilirsem karşılaşacağım o kara gözlerdi…
“Aldın intikamını. Beni it gibi arkanda yaralı hâlde bırakıp gittin. Nasıl bıraktın Bahar? Hiç mi üzülmedin? Aklına gelmedi mi çekeceğim acı?”
“Beni anla istedim. Beni, bu mesleğe olan aşkımı anla istedim. Hiç yoktan ben senin gibi arkandan iş çevirmedim. Görev aldım ve göre