Bağdat’ı ikiye bölen Fırat Nehri’nin üzerinde aceleyle yol alan bir gemi, önemli yolcular ve büyük sırlar taşıyordu.
Bir şair, bir kadın ve iki çocuk…Birbirlerinden habersiz bu yolcular, yolculuk sona erdiğinde aynı yerde buluşurlar: Görkemli bir saray. Bu soylu ve güzel kadının, hükümdar ağabeyinin sarayına vardığında kavuşmak istediği kişi, çocuklarının babası ve büyük aşkından başkası değildi.
Azad edilmiş bir köle olan vezir ile kurallara aykırı ve gizli yapılan evlilik onların kıyameti olmuştu.