Hayatta kötülüğün her zaman karşımıza çıkabileceği bilgisini hatırda tutarak mı yaşamalıyız, yoksa geleceğin içinde hep bir umudun çiçeklendiği temennisiyle mi? Hangi yolda ilerleyeceğiz? Körü körüne iyimserlikle, felç edici karamsarlık arasında, acaba bir orta yol bulabilir miyiz?
Ölümden Önce Bir Hayat Vardır, bu temel sorulardan yola çıkarak, gerek iç dünyamızdan gerekse dış âlemden yansıyan örneklerle, hayatın bize bağışlanmış büyük bir armağan olduğunu hatırlatıyor: “Yeter ki dünyaya hayret gözleriyle bakmayı bilelim. O zaman en sıradan şeylerde bile bir harikuladelik olduğunu fark edeceğiz.”
En güzel şekilde yaşanmış bir hayat bile yaşlılık ve ölümden kaçamadığına göre, bize düşen, ölümden önceki hayatı doğru yaşamaktır. Kemal Sayar, gündelik koşturmacalar içinde gözden kaçan “hayat”a dikkatimizi çekiyor.